Spor Toto Süper Lig'de İlk Yarının En'lerini Seçtim

              Spor Toto Süper Lig'de İlk Yarının En'leri Seçtim

       Spor Toto Süper Lig Lefter Küçükandonyadis Sezonun ilk yarısının en'lerini sizler için seçtim. Umarım beğenirsiniz... Bu arada bu yazım, 2018'in son yazısıydı; değerli okurlar, hepinize yeni yılda; sağlık, mutluluk, başarı ve bol kazanç dilerim...

• İlk Yarının En İyi Takımı: Medipol Başakşehir... Başakşehir en yakın rakibi Trabzonspor'a 6 puan fark atarak, ilk yarının en iyi takımı olmayı hak etti.

• İlk Yarının En Kötü Takımı: Fenerbahçe, ilk yarıda herkesi şaşırttı ve ilk yarıyı 17. sırada tamamladı. Bakalım ikinci yarıda Fenerbahçe neler yapacak?

• İlk Yarının Sürpriz Yapan Takımı: Evkur Yeni Malatyaspor, ilk yarıda 3. sıraya yerleşerek ve 29 puan toplayarak büyük bir sürprize imza attı. Bakalım Yeni Malatyaspor, bu sene Avrupa'ya gidebilecek mi?

• İlk Yarının En İyi Oyuncusu: Mbaye Diagne, Süper Lig'in ilk yarısında attığı 20 golle bana göre ilk yarı oyuncusu oldu. Açıkçası başka bir oyuncu aklıma bile gelmedi.

• İlk Yarının En Kötü Oyuncusu: Islam Slimani, Fenerbahçe'nin ilk yarıyı 17. sırada bitirmesinde başrolü oynayan oyuncu oldu. Bunun nedeni de Slimani'nin ilk yarıda sadece 1 gol atması.

• İlk Yarının En İyi Genç Oyuncusu: Abdülkadir Ömür, 19 yaşında olmasına rağmen çok olgun futbol oynuyor. Bundan dolayı kendisini kutluyorum.

• İlk Yarının En İyi Teknik Direktörü: Erol Bulut, Evkur Yeni Malatyaspor'un ilk yarıyı, kendileri adına rüya gibi bir yerde bitirerek, bu kategoriye adını yazdırmayı hak etti.

• İlk Yarının En Kötü Teknik Direktörü: Herhalde fazla bir söze gerek yok. Fenerbahçe'nin eski teknik direktörü Phillip Cocu...

• İlk Yarının En İyi Başkanı: Antalyaspor, Ali Şafak Öztürk  başkan olmadan önce ligde küme düşme hattındaydı. Ali Şafak Öztürk başkan oldu ve Antalyaspor, ligde Avrupa potasına girdi. Kendisini sizin nezdinizde tebrik ediyorum.

• İlk Yarının En Kötü Başkanı: Kader diyemezsin sen kendin ettin Ali Koç Başkan! Vizyon diye Türkiye'yi tanımayan ikiliye(Cocu&Comolli) Fenerbahçe'yi emanet eden Ali Koç, bu kategoriye maalesef adını yazdırdı.

• İlk Yarının En İyi Hakemi: VAR sistemini doğru kullanan hakemler.

• İlk Yarının En Kötü Hakemi: VAR(Video Yardımcı Hakem) sistemini yanlış kullanan hakemler. VAR'a rağmen hakemleri eleştirdiğimiz hakemler oldu. Bu hakemlere örnek vermem gerekirse; Galatasaray-Atiker Konyaspor maçının hakemi, Hüseyin Göçek. Sadece kendisini eleştirmiyorum. İlk aklıma gelen isim, Hüseyin Göçek'ti. VAR'ı bile doğru kullanamadık. Çok yazık... 

• İlk Yarının Olayı: Hep Fenerbahçe'yi eleştirdim. Sıra; Galatasaray ve Beşiktaş'a geldi. Galatasaray-Fenerbahçe derbisinde yaşanan olaylar tam bir skandaldı. Ayrıca Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'nde onca güçlü takım varken, Porto, Schalke ve 1. torba takımı olarak da Spartak Moskova'yı çekip grubunu 3. bitirmesi ve Beşiktaş'ın da Uefa Avrupa Ligi'nde grubunda 2 köy takımı(Malmö ve Sarpsborg) olmasına rağmen grubundan çıkamaması tam bir rezilliktir.

• Sezonun İlk Üçte Hangi Takımlar Bitirir: 

                         1.Galatasaray

                         2.Medipol Başakşehir

                         3.Trabzonspor veya Beşiktaş

•   Her şeye rağmen Galatasaray'ın ligi, şampiyon bitireceğini düşünüyorum. Çünkü Fatih Terim'de, futbolcularda ve taraftarlarda inanılmaz bir inanç var. Beşiktaş deplasmanı öncesi Galatasaray'ın stattaki antremanına tam 40 bin taraftar geldi. Bu inanılmaz bir durum.

•  Medipol Başakşehir, ilk yarı 6 puan farkla lider bitirdi. Ancak onların ikinci yarıda düşüşe geçeceklerini düşünüyorum. Nerdeyse her şeye sahipler(taraftar hariç). Medipol Başakşehir'in taraftarsız, ikinci yarıda çok zorlanacaklarını düşünüyorum. 

• Ya Trabzonspor ya da Beşiktaş ligi 3. sırada bitirir. Trabzonspor, özellikle Evkur Yeni Malatyaspor faciasından sonra çok iyi toparlandı. 3 Büyükler'e göre çok kısıtlı bütçesi olan Trabzonspor'da teknik direktör Ünal Karaman'ı ve başkan Ahmet Ağaoğlu'nu kutluyorum. Beşiktaş'ın avantajı ise sadece lige odaklanacak olmaları. Birkaç nokta transferle Beşiktaş'ın çıkışa geçeceğini düşünüyorum.

• Ayrıca; Akhisarspor'un, Çaykur Rizespor'un ve Erzurumspor'un küme düşeceğini düşünüyorum.

Liverpool İçin O Sene Bu Sene Mi?

                       Liverpool İçin O Sene Bu Sene Mi?

    Değerli okurlar öncelikle hepinize, saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum. Bugün size, Liverpool'la ilgili bir yazı yazacağım. Çünkü Liverpool takımının kendisi, beni bu yazıyı yazmaya itti! 


    Liverpool için o sene bu sene mi? Bunu futbolla ve özellikle İngiltere Premier League'le ilgilenenler gibi ben de merakla ve ilgiyle takip ediyorum; etmeye de devam edeceğim. En son 1989-1990 sezonunda şampiyon olan Liverpool, ligdeki Christmas dönemine girildiği bu günlerde, Manchester City'nin de bugün Leicester City'e kaybetmesiyle en yakın rakibi olan Tottenham'la arasındaki puan farkını 6'ya çıkarttı. Bu arada şunu da belirtmem gerekiyor: Eğer City, Leicester'ı yenseydi puan farkı 4'te kalacaktı. 


    Peki Liverpool nasıl bu duruma geldi? İnceleyelim...

• Jurgen Klopp etkisi: Jurgen Klopp, gerçekten büyük bir hoca. Dortmund'da Bayern'in hegomanyasını yıkmıştı; şimdi sırada Liverpool'la Manchester City'nin hegomanyasını yıkmak var. Aslında Liverpool, sezona o kadar da iyi başlayamamıştı. Liverpool yine kazanıyordu ancak oynadıkları oyun çok da tatmin edici değildi. Sonra Klopp yaptığı birkaç ayarla takımın daha iyi oynamasını sağladı. Peki bu ayarlar ne?

• Transferler takıma iyi uyum sağladı: Liverpool'un yeni transferleri; Allison, Fabinho,Shaqiri ve Keita takıma çok iyi uyum sağladı. Çünkü, Jurgen Klopp, onları nerede ne zaman kullanacağını çok iyi biliyordu. Allison, Liverpool'un kaleci sorununa çözüm oldu, Fabinho'yla Keita takıma ortasaha dinamizmini getirdi, Shaqiri ise Klopp için tam bir "joker" oldu.

• Liverpool'un muhteşem üçlüsü daha doğru oynamaya başladı: Firmino, Salah ve Mane artık sahada daha doğru işler yapıyor. Özellikle Firmino konusunda Jurgen Klopp'u kutluyorum. Firmino, çok gol atan bir forvet değil; ancak Jurgen Klopp ondan maksimum verim almayı yine de başarıyor. İşte bu bir antrenör başarısı olsa gerek!

• Elbette Van Djik Etkisi: Van Djik ne muhteşem bir oyuncu ya! Adam sahada her şeyi yapıyor; bununla birlikte sahada yanında oynayan diğer oyuncunun da hatasını kapatıyor. Takımın ligde sadece 7 gol yemesindeki baş aktör. İşte bu yüzden Van Djik; gerçek bir general, kaptan ve gerçek bir savaşçı! 

• Anfield Road Etkisi: Anfield Road'da maçlar başlamadan önce taraftar hep birlikte "You'll Never Walk Alone" şarkısı söylerler(adeta haykırırlar). Bu şarkıyla ilgili bilgi vermem gerekirse, bu şarkı aslında Liverpool için yazılmış bir şarkı değil. Kısaca YNWA,1945 yılında Rogers ve Hammerstein'in, efsane müzikaller döneminin iki büyük isminin Carousel isimli müzikallerinde yer alan bir şarkı. Orada eşini kaybeden bir kadına, kuzenin tesellisi. "Sana destek olacağız" anlamında söylediği bir şarkı aslında. Gelelim günümüze... Anfield Road sakinleri lig şampiyonluğuna o kadar aç ki, takımlarına resmen itiyorlar. Rakibi de geri çekiyorlar. Anfield Road, "kale" haline geldi.

       Yazımı bitirmeden önce sizlere sözlerini değiştirdiğim bir şarkıyla veda etmek istiyorum.

     Liverpool F.C Liverpool F.C 

     Ne Var?

     Klopp Var Mı?

     Var Var

     Salah Var Mı?

     Var Var

     Mane Var Mı?

     Var Var

     Firmino Var Mı?

     Var Var

     Van Djik Var Mı?

     Var Var

     Taraftar Var Mı?

     Var Var

     Ne Duruyorsun?

     Ne Yapayım?

     Şampiyon Olsana!!!

   Son olarak bu şarkının orijinali olan Bakkal Amca'yı söyleyen, akrabam olmayan ama soydaşım Mahmut Tuncer'e ve büyük Liverpool'lu kardeşim gibi Utku Karaçam'a sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum. Umarım Liverpool bu sene ligi kazanır ama haftasonunda oynayacağı Arsenal maçını kaybeder. Arsenalli olduğumu bir kez daha belirtmek isterim :) Hoşçakalın...

Başımız Sağolsun... Beşiktaş'ı da Kaybettik(!)

       Başımız Sağolsun... Beşiktaş'ı da Kaybettik(!)

 Bu hiç olmadı... Ligde Fenerbahçe'yi kaybetmenin acısını yaşarken, Beşiktaş'ı da kaybettik. Hemde Avrupa'da! Tanıdık bir rakibe karşı... Malmö'ye... 


  Bu yazıyı yazmadan önce küçük araştırma yaptım. Çünkü bu ilk "Malmö faciası" değildi. Ben hayatta olmadan önce, Beşiktaş bir "Malmö faciası" daha yaşamış. Tarihler 3 Ekim 1990... Yer o zamanki adıyla İnönü Stadı. Şampiyon Kulüpler Kupası ilk turunda 3-2'lik mağlubiyetin rövanşında Beşiktaş, Malmö'ye karşı 2-0 öne geçiyor ancak sonra yediği 2 golle Beşiktaş, Malmö'ye eleniyor.  Ama konumuz o zamanki Beşiktaş değil; günümüzdeki Beşiktaş.


   Dünkü yazımda bir İspanyol forvettir gittim... Aynı sorunun Beşiktaş'ta da olduğunu belirttim. Beşiktaş maalesef bugün beni haklı çıkardı. Hani bir şarkı vardır: Para para para varlığı bir dert, yokluğu yara diye. İşte bende bu şarkıyı Beşiktaş'tan giden "İspanyol gol makinası" olarak lanse edilen ancak sonra "çamaşır makinası" olarak ortaya çıkan Alvaro Negredo'ya uyarlıyorum. Varlığı gerçekten dertti; çünkü takımda en fazla para kazanan futbolcuydu. Bu yüzden takımdaki oyuncularda kargaşa çıktı. Yokluğu yara; çünkü o yokken Beşiktaş ne hallerde görüyoruz. Bugünkü Malmö maçı, bunun tek kelimeyle göstergesiydi. Takım forvette, Vagner Love&Larin ikisine kaldı. Ancak ikisi 1 Negredo etmedi, etmiyor, etmeyecek de... Seviyeyi artık siz düşünün.


   Gelelim Ricardo Quaresma adlı haine... Aslında Quaresma'nın disiplin sorunları olduğunu hepimiz biliyorduk. Ancak büyük Beşiktaş taraftarı, Quaresma'ya bir şans vermek istedi ve yönetime adeta "yalvararak" Quaresma'yı takıma geri kazandırdı. Çünkü bu taraftar biliyordu ki; Quaresma'nın insanüstü yeteneği vardı. Değerli okurlar; yetenek dediğimiz özellik sonradan kazanılmaz, doğuştan gelen bir özelliktir. 

  Q7'ye hain dedim; bunun da arkasındayım! Çünkü Q7, Beşiktaş'ın beraberlikte gruptan çıkmasının yeterli olacağı maçta takım yenikken kırmızı kart görerek, bütün Beşiktaşlılara ihanet etmiştir.


   Beşiktaşlı taraftarlar bir konuda haklı: Para nerde diyorlar. Çünkü Beşiktaş yönetimi son 3-4 senede oyuncu satışından iyi para kazandı. Ancak Beşiktaşlı taraftarlar şunu bilmiyor demeyim, bilmek istemiyor ki; bu yönetim, kulubün parasıyla Beşiktaşlı taraftarlara stat "hediye etti" Büyük Beşiktaş taraftarı "nankörlük" yapmamalı!


   Şenol Güneş demek istiyorum; çünkü Şenol Güneş, 2 sene üstüste şampiyon olan takımın "mimarıydı" Ancak şimdi Şenol Güneş bile tartışılır oldu. Neden? Çünkü Şenol Güneş ve Beşiktaş yönetimi; Gomez, Ba ve Cenk gibi golcülerin yerini dolduramadı; Larin ve Love gibi oyuncularla "sürünüyorlar" Aslında durum bu kadar basit. Beşiktaş'ın cezasahasına gelen topları "affetmeyecek" bir forvete ihtiyacı var.


   Peki Beşiktaş ne yapmalı? Beşiktaş, öncelikle takımın yaş ortalamasını düşürerek, yeni bir yapılanmaya gitmeli. Sonrada yönetim, eski oyunculardan oluşan bir "scout ekibi" kurmalı. Ben şunu anlamıyorum: Kasımpaşa Mbaye Diagne'yi nasıl buldu? Beşiktaş, böyle bir forveti bulamaz mı? Bal gibi bulur! Anadolu takımlarındaki forvetler 3 Büyükler diye tabir ettiğimiz; Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın forvetlerinden daha iyi. Örnek vermem gerekirse

• Kasımpaşa'da Diagne
• Trabzonspor'da Rodallega
• Bursaspor'da Sakho
• Antalyaspor'da Doukara
• Alanyaspor'da Cisse
• Başakşehir'de Adebayor
• Sivasspor'da Kone ve Robinho
• Konyaspor'da Jahovic
• Göztepe'de Jerome

  Son olarak Beşiktaş ne yapmalı? Öncelikle oyuncular; kendine gelmeli, çok çalışmalı ve mücadele etmeli. Şenol Güneş&Fikret Orman ikilisi ara transfer döneminde takıma mutlaka en az 1 forvet kazandırmalı. Kaleci Karius'la yollar ayrılmalı; yerine Onur Kıvrak alınmalı. Ortasahada ise Oğuzhan Özyakup gibi "ruhsuz" futbolcular mutlaka satılmalı. Yerine Medel gibi "rakibi ısıran futbolcular" alınmalı

  Taraftarlara çağrım ise; Beşiktaş'ınıza sahip çıkın! Beşiktaş'ınızı, iyi günde kötü günde mutlaka destekleyin. Beşiktaş, Avrupa'dan elenmiş olabilir; ancak çok zor olsa da Beşiktaş'ın şampiyonluk şansı var. Fenerbahçe'nin halini görünce, Beşiktaş'ın durumunun çok da kötü olmadığını göreceksiniz.

     

Fenerbahçe...

                                              Fenerbahçe...

    Yazıma böyle sade bir başlık koymak istedim. Ancak bu başlık, biraz manidar bir başlık... Üç nokta olarak tabir ettiğimiz noktalama işareti, bitmemiş cümleleri bitirmek için konulan bir noktalama işaretidir. 

    İşte Ali Koç&Ersun Yanal ilişkisi de aynı üç noktaya benziyor. Nedenini açıklayacağım ancak nedeni açıklamak için akıllardaki şu sorulara cevap vermek istiyorum:

a) Fenerbahçe, nasıl bu hallere düştü?
b) Ali Koç nerede hata yaptı?
c) Bu "futbolcular" takıma nasıl geldi, kim getirdi?
d) Fenerbahçe'nin bu durumunda Aziz Yıldırım'ın da payı var mı?
e) Ersun Yanal konusunda biraz geç mi kalındı?
f) Fenerbahçe, Ersun Yanal yönetiminde ligi nerede bitirir?
g) Son olarakta Ali Koç&Ersun Yanal konusunda üç nokta ilişkisini açıklayacağım. 


    Öncelikle Fenerbahçe nasıl bu hallere düştü sorusuna cevap vermek istiyorum. Bu sorunun cevapları içinde, Ali Koç nerede hata yaptı sorusuna da cevap vereceğim.


    Ali Koç, Aziz Yıldırım'la girdiği başkanlık seçimini büyük bir farkla kazandı. Peki Ali Koç, bu yarışı nasıl kazandı? Ali Koç başkanlık yarışında hep bir kelimeyi önplana çıkardı: "Vizyon" Bu vizyonda hedef şuydu: Fenerbahçe'nin Avrupa'nın en büyük 20 kulübü içine girmesi! Bu durum süreç içinde oluşacak bir durum ancak şu an Fenerbahçe'nin durumu içler acısı! Peki Fenerbahçe nasıl bu hallere düştü?


   Ali Koç'un vizyonunda sportif direktör Damien Comolli'nin yeri büyüktü. Ancak Ali Koç, şunu bilmiyordu: Türkiye'de sportif direktör sistemi tutmaz. Ali Koç'a soruyorum: Sayın Ali Koç, Türkiye'nin yapısını bilmeyen bir kişiyi, Fenerbahçe gibi büyük bir kulübü nasıl emanet edersiniz?


   Ve gelelim Cocu'ya... Phillip Cocu, ülkesi Hollanda'da PSV'de çok başarılı ve bunun sonucunda Ali Koç da bunun görüp kendisini Fenerbahçe'ye teknik direktör olarak getirdi. Ancak sorun şurdaydı: Türkiye'de hangi Hollandalı teknik direktör başarılı oldu ki Cocu başarılı olacaktı? (Rijkaard'ın ve Hiddink'in neler yaptıklarını biliyoruz) Hollandalı teknik direktörleri küçümsemiyorum ancak onların bildiği 2 şey var:

• 4-3-3 oyun dizilişi
• Pasa yönelik "total futbol"

      Bu 2 şey de Türk futboluna aykırı...


   3. madde size biraz saçma gelecek ancak bu maddeyi size söylemek zorundayım. İspanyol forvet uğursuzluğu! Aslında Fenerbahçeli taraftar bu durumu önceden yaşadı (Daniel Güiza yaşattı) Güizalı 2009-2010 sezonunda Fenerbahçe, şampiyonluğu son haftada Bursaspor'a bıraktı. Beşiktaşlı taraftarlar da yaşadı (Alvaro Negredo yaşattı) Alvaro Negredo, geldiğinden beri Beşiktaşlı taraftarların zihninde yer alan Mario Gomez, Demba Ba ve Cenk Tosun gibi forvetlerinden performans olarak çok çok gerisinde kaldı. Ayrıca Negredo'nun aldığı para da geçen sene takım içerisinde dengeleri bozdu. Tabi bu durumda Fikret Orman'ın da büyük suçu var.


     Diğer soruların cevaplarını kısa tutacağım merak etmeyin :)  Bu "yeteneksiz ve ruhsuz futbolcular, tamamıyla Comolli'nin ürünüdür. Bu yüzden bu futbolcular ve Comolli denen "tipsiz sportif traktör" mutlaka gönderilmeli.

      
    Gelelim Aziz Yıldırım'a... Fenerbahçe'nin bu durumlara düşmesinde Aziz Yıldırım'ın payı olduğu konusunda biraz kararsızım. Sonuçta Aziz Yıldırım, büyük bir Fenerbahçeli ve takımın bu duruma düşmesini ister mi bence istemez.


    Ersun Yanal konusunda geç kalındığını düşünüyorum. Ersun Yanal, Galatasaray maçından sonra takımın başına geçmeliydi. Galatasaray maçından sonra görevden alınan Cocu'nun yerine takımın başına getirilen "çakma Koeman" Erwin Koeman'ın zaman kaybı olduğu alınan sonuçlardan dolayı belli oldu. Bu konuda fazla bir şey söylemeye gerek olmadığını düşünüyorum.



      Fenerbahçe Ersun Yanal yönetiminde ligi kaçıncı bitirir? Bence ilk 10'a girer; ancak şunu da belirtmeliyim: Fenerbahçe, bu sezon kupaya yönelmeli ve kupada en az yarı final oynamalı.


     Üç nokta ilişkisini de şöyle açıklayabilirim: Ali Koç'un da Ersun Yanal'ın da söyleyecek sözleri olduğunu düşünüyorum. Ali Koç taraftara: "Alın işte istediğiniz teknik direktörü getirdim!" mesajını verdi ve açıkça bu mesajı vermeye de devam edecek. Ersun Yanal'ın Fenerbahçe'den nasıl ayrıldığını düşünürsek onun da söyleyecek tonla sözünün olduğunu düşünüyorum. Umarım Ali Koç&Ersun Yanal ilişkisi, Galatasaray&Fatih Terim ilişkisi ve Fikret Orman&Şenol Güneş ilişkisi gibi uzun soluklu ve sonu güzel biten hatta hiç bitmeyen bir hikayeye dönüşür. Yani temennim bu ilişkinin noktayla değil, üç noktayla bitmesidir.
     

    

Bugün İngiltere'de Kuzey Londra Derbisi Var!

               Bugün İngiltere'de Kuzey Londra Derbisi Var!

    Bugün İngiltere'de Kuzey Londra Derbisi var... Bende sizlere bu derbiyi tanıtacağım.



                 Arsenal-Tottenham(Kuzey Londra Derbisi)

• Arsenal-Tottenham derbisinin başlangıcı 19 Kasım 1887 tarihine dayanır
• O zamanlar maçlarını Güney Londra'nın Plumbstead semtinde "Royal Arsenal" adıyla oynayan kırmızı-beyazlı takımın rakibiyle oynadığı ilk maç ışıklandırma sorunu nedeniyle yarım kalmış; iki takım arasında oynanan ilk lig maçını 4 Aralık 1909'da Arsenal 2-0 kazanmış
• Arsenal, Güney Londra'da kurulduğu için Tottenham taraftarları onları Kuzey Londra takımı olarak görmez.
• 90'lı yılların ortalarına kadar aralarında bu çekişme devam etsede, her şey Arsenal'in başına Arsene Wenger'in geçmesiyle değişir.
• 1996-2017 yılları arasında Arsenal, Tottenham'a büyük üstünlük kurdu.
• Derbinin ateşi, Tottenham kaptanı Sol Campbell'in Arsenal'e geçmesiyle yükseldi.
• Tottenham, Arsenal'i ligde hiç geçemedi.
• Tottenham'ın başına Mauricio Pochettino geçtikten sonra Tottenham derbide önce dengeyi sağladı sonrada öne geçti.
• Şimdi ise durum dengede.
• Bugünkü derbinin favorisi ise, ev sahibi avantajıyla Arsenal...

Temsilcilerimiz Bu Hafta Ne Yapacak?

                       Temsilcilerimiz Bu Hafta Ne Yapacak?

  Bu hafta, temsilcilerimiz için kritik bir hafta. Çünkü, Akhisar haricindeki takımlarımızın gruplarından çıkıp çıkamayacağı bu haftadan sonra belli olabilir. Gelelim maçları değerlendirmeye...

• Lokomotiv Moskova-Galatasaray(2-3 gol): Her 2 takımın için de önemli bir maç. Ancak 2 takımın da farklı hedefleri var. Lokomotiv Moskova, UEFA Avrupa Ligi umutlarını sıcak tutmak istiyor; Galatasaray ise, az olan gruptan çıkma şansını son maça bırakmak istiyor. Şu kesin ki; özellikle Galatasaraylı oyuncular maçta çok üşüyecek çünkü maç Rusya'da oynanacak ve tahmin edebilirsiniz ki, maç saatinde Rusya'da hava çok soğuk olacak. Maça ilgili görüşüme gelirsem, favorim yok. Çünkü, Lokomotiv Moskova'nın kadrosu, Galatasaray'ın kadrosuna göre kötü. Ancak; hava şartları Galatasaraylı oyuncuları çok zorlayacak... Maçın 2-3 gol aralığında biteceğini düşünüyorum. Çünkü 2 takım da golcü takımlar değil.

• Fenerbahçe-Dinamo Zagreb(Fenerbahçe kazanır): Fenerbahçe, çok kötü durumda. Ligde 15. sıradalar ve oynadıkları oyunda berbat. Geçen hafta, Trabzonspor'a karşı tarihi bir farktan kurtuldular. Oyun olarak fark yediler ancak bu fark, sonuç olarak bir farka yansımadı. Avrupa Ligi'nin Fenerbahçe için ikinci planda kaldığı düşünüyorum; bu nedeni de Fenerbahçe'nin Anderlecht galibiyetiyle gruptan çıkmayı %70 garantilediğini düşünüyorum. Fenerbahçe için haftasonundaki Kasımpaşa maçı daha önemli. Dinamo Zagreb'e gelecek olursam, Dinamo Zagreb büyük bir sürprize imza attı. 4 maçta 12 puan, Dinamo Zagreblilerin bile beklemeyeceği bir durumdu. Maçla ilgili görüşüme gelirsem, Fenerbahçe'nin her şeye rağmen maçı kazanacağını düşünüyorum. Eğer Fenerbahçe bu maçı kazanamazsa, Fenerbahçe'deki kaos büyüyebilir.

• Sarpsborg-Beşiktaş(karşılıklı gol var):  Sarpsborg, grupta oynadığı 4 maçta 5 puan alarak beni şaşırttı. Çünkü Sarpsborg, kaba tabiyle adı sanı duyulmayan bir takım. Şöyle bir durum var; Sarpsborg'un oynadığı 4 maçta da karşılıklı goller oldu. Beşiktaş'a gelirsem, Beşiktaş haftasonunda çok kritik bir Ankaragücü "deplasman" galibiyeti aldı. Deplasman, Ankaragücü için de deplasmandı; bunu belirtmek istedim. Beşiktaş'ın da 4 maçının 3'ünde karşılıklı goller oldu. Bu maçla ilgili görüşüme gelirsem, karşılıklı goller bekliyorum. Ancak şunu da belirtmeliyim ki; Beşiktaş, bu maçı kazanmak zorunda.

• Krasnodar-Akhisarspor(ilk yarı/maç sonucu Krasnodar galibiyeti): Krasnodar, 4 maçta alabileceği puanın fazlasını aldı. Özellikle içerde Sevilla'ya karşı aldıkları galibiyet bana göre sürpriz bir sonuçtu. Akhisarspor'un ise UEFA Avrupa Ligi'nde oynadığı puan, aslında şimdiye kadar puanı hakediyordu. Özellikle son maçta Akhisar, Sevilla'yı ellerinden kaçırdı. Maçla ilgili görüşüme gelirsem, Krasnodar'ın maçı ilk yarıdan sıkı tutacağını düşünüyorum.

Temsilcilerimiz Bu Hafta Ne Yapacak?

                    Temsilcilerimiz Bu Hafta Ne Yapacak?

      Bir Avrupa haftası daha geldi çattı. Bakalım temsilcilerimiz(Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Akhisar) bu hafta neler yapacak?

• Schalke-Galatasaray(Schalke kazanır): Bu maçın, Galatasaray için çok zor geçeceğini düşünüyorum. Çünkü Schalke iyi takım ve Galatasaray'ın çok eksiği var. Bu eksiklerin(Nagatomo, Fernando, Eren, Emre Akbaba) Galatasaray'ı çok etkileyeceğini düşünüyorum. Ayrıca Galatasaraylı oyuncuların Fenerbahçe maçından da çok etkilendiğini düşünüyorum. Sonuç olarak Schalke'den rahat bir galibiyet bekliyorum.

• Fenerbahçe-Anderlecht(Maç 2-3 gol arasında kalır): Bu maçla ilgili yorum yapmadan önce, Fenerbahçeli taraftar Koray Şener'i anmak istiyorum. Maça gelirsem, Fenerbahçe'nin Galatasaray beraberliğinden sonra çıkış yakalacağını düşünüyorum. Anderlecht maçının Fenerbahçe için fırsat olduğunu düşünüyorum. Fenerbahçe'nin bu maçı kazanacaktır ancak ben birazda tedbirli davranacağım bu yüzden sizlere Fenerbahçe galibiyeti yerine 2-3 gol bahsini öneriyorum.

• Genk-Beşiktaş(Karşılıklı gol var): Bu sezon büyük ligler dışında takip ettiğim liglerden biri de, Belçika Ligi ve Genk bu sezon Belçika Ligi'nin 1 numaralı takımı. Çok iyi ve çok akıcı bir futbol oynuyorlar. Beşiktaş'ın, özellikle Malinovski'ye ve Samatta'ya dikkat etmesi gerekiyor. Bu oyuncular, bu maçta da etkili olacaklardır. Samatta'dan gol bekliyorum. Beşiktaş'a gelirsem, Beşiktaş'ta bariz bir deplasman fobisi var. Ancak Beşiktaş'ın bu maçta bir reaksiyon vereceğini düşünüyorum. Puan veya puanlar için yeter mi bilmiyorum ancak Beşiktaş'ın bu maçta en azından gol atacağını düşünüyorum. Genk de skora katkıda bulunacaktır. Sonuçta karşılıklı gol var bahsinin, bu maç için en ideal bahis olduğunu düşünüyorum.

• Akhisar-Sevilla(ilk yarı 1,5 gol üstü): Bu maç, Akhisar için tarihi bir maç. Çünkü, Sevilla ilçelerine geliyor. İspanya'daki ilk maç 6-0 bitti. Akhisar'daki bu maçta bu kadar fark olmaz; ancak Sevilla'nın maçı ilk yarıdan bitireceğini düşünüyorum. Bu yüzden ilk yarı 1,5 gol üstü bahsi, bu maç için çok uygun.

Al Birini Vur Ötekine Derbisi!

                      Al Birini Vur Ötekine Derbisi!

    Dünyadaki çoğu derbilerin bir ismi var; ancak ülkemizdeki derbilerin ismi yok. Ben, bugünkü Galatasaray-Fenerbahçe derbisi için bir isim buldum:"Al Birini Vur Ötekine Derbisi" çünkü 2 takım da birbirinden beter durumda. Galatasaray fiziksel olarak sakat, Fenerbahçe ise zihinsel olarak sakat! Gelin hep birlikte 2 takımı da değerlendirelim. 11'lerle başlayalım

                                Galatasaray

• Muslera-Ömer-Ozan-Serdar-Linnes-Donk-N'diaye-Rodrigues-Belhanda-Onyekuru-Eren

                                Fenerbahçe

• Harun-Isla-Skrtel-Neustadter-Hasan Ali-Jailson-Eljif-Ayew-Eljif-İsmail-Soldado

                          

                            Galatasaray(Artılar)

• Favori olan taraf
• Kendi sahasında oynayacak
• İç sahada çok başarılı bir grafiğe sahip
• Fenerbahçe'ye göre daha iyi bir kadroya sahip
• Fenerbahçe çok kötü durumda
• Fatih Terim faktörü

                             Galatasaray(Eksiler)

• Çok fazla sakatı var
• Fenerbahçe'ye karşı şansı pek tutmuyor
• Gol yollarında sıkıntı yaşıyor

                             Fenerbahçe(Artılar)

• Galatasaray'a karşı şansı tutuyor
• Galatasaray'a karşı farklı bir motivasyonla çıkacaklar

                                            Fenerbahçe(Eksiler)

• Deplasmanda oynayacak
• Çok kötü durumda
• Slimani kart cezalısı
• Galatasaray kendi sahasında çok başarılı
• Maça yardımcı hocalarla çıkacak

     Değerlendirmelerime baktığımızda, favorinin Galatasaray olduğunu görebiliyoruz. Ancak şöyle bir durum var: Fenerbahçe, Galatasaray'ı en zor durumda bile yenmiştir. Fakat Fenerbahçe, hiç bu kadar kötü durumda olmamıştı. Fenerbahçe, Galatasaray'la oynadığında "Nasılsa yener" psikolojisi oluşurdu. Ancak durum şimdi öyle değil. 

   

      Bu maçta, Galatasaray saldıracak; Fenerbahçe ise Galatasaray'ı durdurmaya çalışacak. Bu maçtaki kilit oyuncular: Rodrigues-Onyekuru ve Isla-Hasan Ali yani Galatasaray'ın kanattaki oyuncularıyla Fenerbahçe'nin bekleri...

      Gelelim bu derbiyle ilgili görüşüme... Bir kere şu kesin: Fenerbahçe, bu maçta gol atamayacak; Galatasaray'ı ise 0'da tutmaya çalışacak. Ancak Galatasaray, bu maçta gol bulmayı bir şekilde başaracaktır. Skor tahminim ise, 1-0 veya 2-0 Galatasaray galibiyeti yönünde...

                      Herkese iyi seyirler dilerim...

                             

Şampiyonlar Ligi'nde 3. Hafta(Çarşamba Günkü Maçlar-Başarılar Cimbom)

Şampiyonlar Ligi'nde 3. Hafta(Çarşamba Günkü Maçlar-Başarılar Cimbom)

  Gelelim Şampiyonlar Ligi'ndeki çarşamba günü oynanacak maçlara...



                                      A Grubu

• Club Brugge-Monaco(İlk yarı berabere biter): Bu maçı kazanan takım, büyük ihtimalle UEFA'ya gidecek. Bu yüzden 2 takım da maça kontrollü başlayacaktır. İlk yarının berabere bitmesi son derece muhtemel görünüyor.

• Borussia Dortmund-Atletico Madrid(Karşılıklı gol var): Bizleri gerçekten de çok ilginç bir maç bekliyor. Bir tarafta hücumuyla ön plana çıkan Borussia Dortmund, diğer tarafta ise, dünyanın en iyi savunma takımı olarak gösterilen Atletico Madrid. Maçla ilgili düşüncem, karşılıklı gol var yönünde çünkü Dortmund, özellikle kendi sahasında muhteşem taraftarı önünde bir başka oynuyor. Atletico Madrid'de Dortmund'a karşı kontrollü oynayacaktır ancak mutlaka gol de bulacaktır. Bu maçta kesinlikle karşılıklı gol çıkar.

                                      B Grubu

• PSV-Tottenham(İlk yarı 1,5 gol üstü): PSV, liginde daha puan dahi kaybetmedi ancak Şampiyonlar Ligi'nde durumları iyi değil. Ligde 9 maçta 27 puan aldılar ancak Şampiyonlar Ligi'nde 2 maçta daha puanları yok. Bu yüzden, onlar için yarın oynanacak Tottenham maçı çok önemli. Gelelim Tottenham'a... Tottenham, liginde inişli-çıkışlı bir grafik sergiliyor. Şampiyonlar Ligi'nde ise Tottenham daha puan alamadı. Bu yüzden onlar için de yarınki PSV maçı çok önemli. Maçla ilgili tahminime gelirsem, 2 takımdan da açık bir futbol bekliyorum bu yüzden ilk yarı en az 2 gol çıkabilir.

• Barcelona-İnter(Handikaplı Barcelona galibiyeti): Aslında bu maçla ilgili 2 tane tahminim var: Birincisi ilk yarıda en az 2 gol çıkacağı yönünde. Diğeride handikaplı Barcelona galibiyeti. Ancak Barcelona'da büyük bir eksik var: Lionel Messi... İnter ise, haftasonunda Milan derbisinde aldığı galibiyetten ötürü çok moralli. Ancak ben İnter'in maça çokta konsantre çıkacağını düşünmüyorum çünkü grupta 2 maçta 6 puanları var yani gruptan çıkmayı garantilediler gibi bir şey. Bu maçta önemli olan Messi'siz Barcelona'nın ne yapacağı. Barcelona'nın bu maça çok hırslı çıkacağını düşünüyorum. Bu yüzden, bu maçta İnter'i en az 2 farkla yeneceklerii düşünüyorum.

                                           C Grubu

• Liverpool-Kızılyıldız(?): Bu maçla ilgili bir yorumum yok çünkü bu maçta Kızılyıldız'a 3 handikap verilmiş. Yani iddaaya göre Liverpool'un maçı kazanması için Kızılyıldız'ı en az 4 farkla yenmesi lazım. Ancak Liverpool'da çok eksik var. Kızılyıldız'da maça, fark yememek için çıkacak. Bu yüzden bu maçta her şey olabilir. Ancak şu kesin: Liverpool, bu maçı kazanacak. Sadece maçı kaç farklı kazanacağını kestiremiyorum.

• PSG-Napoli(İlk yarı 1,5 gol üstü): Şampiyonlar Ligi'nde çarşamba gününün en güzel, en gollü geçmeye aday karşılaşmasından biri Parc Des Princes'de oynanacak. PSG, Liverpool'a kaybettikten sonra Kızılyıldız'a karşı gövde gösterisi yaptı. Napoli ise, Kızılyıldız'la berabere kaldıktan sonra, Liverpool'u yendi. Bu gruptaki 3 takım arasında(PSG, Liverpool ve Napoli) oynanan maçlarda her şey olabilir. Aslında Napoli, Kızılyıldız'la berabere kalarak avantaj kaybetmişti ancak o Napoli, Liverpool'u mükemmel bir oyunla yendi. Bu maçla ilgili tahminim ise, maçın ilk yarısında en az 2 gol çıkacağı yönünde.

                                        D Grubu

• Galatasaray-Schalke 04(Tek farklı Galatasaray galibiyeti): Bu maç, özellikle Galatasaray için çok önemli bir maç. Çünkü Galatasaray'ın bu maçı mutlaka kazanması lazım. Schalke ise, ligde kötü bir performans sergilemesine rağmen, Şampiyonlar Ligi'nde bambaşka bir performans sergiliyor. Schalke ligde 8 maçta aldığı puanı nerdeyse Şampiyonlar Ligi'nde 2 maçta aldı. 2 takımda da çok fazla sakat var. Bu yüzden 2 takımda maça kontrollü başlayacaktır. Maçla ilgili tahminime gelirsem, Galatasaray'ın maçı 2-1 kazanacağını düşünüyorum.

• Lokomotif Moskova-Porto(İlk yarı berabere biter): Bu maç, özellikle Lokomotif Moskova için mutlaka kazanması gereken bir maç olarak duruyor. Çünkü 2 maçta puan alamadılar. Porto ise 2 maçta 4 puan aldı. Galatasaray-Schalke maçının oynandığı haftada Porto, Rusya'dan boş dönmek istemeyecektir. İlk yarının berabere bitmesi kimseyi şaşırtmamalı çünkü 2 takım da maça kontrollü başlayacaktır.

Şampiyonlar Ligi'nde 3. Hafta(Salı Günkü Maçlar)

              Şampiyonlar Ligi'nde 3. Hafta(Salı Günkü Maçlar)

    Şampiyonlar Ligi'nde 3. hafta maçlarına geçildi ve ben, sizlere salı günkü maçları değerlendireceğim.



                                  E Grubu

• AEK-Bayern Münih(İlk yarı 1,5 gol üstü): AEK grubunda daha puan alamadı. Belki de hiç puan alamayacak. AEK, geçen haftaki maçta Benfica'yı elinden kaçırdı. Benfica, maçta 10 kişi kaldı hatta geri de düştü ancak Benfica, maçı çevirmesini bildi. Bayern ise, 2 maçta 4 puan aldı. Özellikle geçen hafta Allianz Arena'da Ajax'la berabere kalarak beni çok şaşırttı. Bu maça gelecek olursam, ilk yarıda en az 2 gol bekliyorum. Çünkü, Bayern maça hızlı başlamak isteyecektir.

• Ajax-Benfica(Ajax kaybetmez): Şampiyonlar Ligi'nde A Grubu'nda bizleri, çok güzel ve çok keyifli bir maç bekliyor. Bu maçın aktörleri: Ajax&Benfica... Ajax, geçen hafta deplasmanda Bayern'le berabere kalarak dikkatleri üzerine çekti. Benfica ise, AEK karşısında "altın" buldu. Benfica'nın AEK galibiyeti, bana göre çok kritik bir galibiyetti. Bu maça gelirsem, Ajax'ın bu maçı en azından kaybetmeyeceğini düşünüyorum çünkü Ajax'ın hem seyirci avantajı var hem de kadro üstünlüğü var.

                                   F Grubu

• Hoffenheim-Lyon(İlk yarı 1,5 gol üstü): Öncellikle bizleri çok gollü bir maçın beklediğini söyleyebilirim. Çünkü 2 takım da çok golcü takımlar... Hoffenheim'ın Şampiyonlar Ligi'nde grubunda puan alamayacağını düşünüyordum ancak Hoffenheim, ilk hafta deplasmanda Shakhtar'dan puan alarak beni şaşırttı. Lyon ise, ligine kötü başlamasına rağmen, liginde yavaş yavaş toparlanıyor. Lyon'un kadrosu, Hoffenheim'ın kadrosundan daha iyi olmasına rağmen, bu maçta Lyon'un çok zorlanacağını düşünüyorum. İlk yarıda en az 2 gol çıkacaktır çünkü 2 takım da futbolu çok hızlı oynuyor.

• Shakhtar Donetsk-Manchester City(Karşılıklı gol var): Bu maç, belkide F Grubu'nda hangi takımların gruptan çıkacağını belirleyecek. Çünkü 2 takım da bu maçı muhakkak kazanmak zorunda. Shakhtar, 2 maçta en azından 4 puan alabilirdi ancak Hoffenheim'la içerde berabere kalarak beni şaşırttı çünkü Shakhtar'ın Hoffenheim'ı yenmesini bekliyordum. Manchester City ise, ilk hafta kendi sahasında Lyon'a yenilerek bütün futbol otoritelerini şaşırtmıştı ancak City, sonra Hoffenheim'ı Almanya'da yenerek biraz olsun moral buldu. Bu maça gelirsem, güzel ve gollü bir maç bekliyorum. Ayrıca maçta karşılıklı goller bekliyorum.

                                    G Grubu

• Real Madrid-Viktoria Plzen(Real Madrid en az 3 fark atar): Real Madrid çok kötü durumda. Gol atacak, galibiyet alacak durum değil. Ancak rakipleri Viktoria Plzen... Viktoria Plzen bu grupta puan alamayabilir. Bu maça gelecek olursam, Real Madrid'in bu maçta patlama yapıp, El Clasico öncesinde Barcelona'ya mesaj vereceğini düşünüyorum.

• Roma-CSKA Moskova(İlk yarı 1,5 gol üstü): Roma, 2 maçta 3 puan alarak beni şaşırtmadı ancak beni şaşırtan CSKA Moskova! CSKA, Viktoria Plzen'i yenebilir ancak CSKA'nın Real Madrid'i yenmesi bana çok sürpriz geldi. Bu maça gelecek olursam, Roma'nın CSKA'yı yeneceğini düşünüyorum ancak ben bu maçta, ilk yarıda en az 2 gol çıkacağını düşünüyorum.

                                      H Grubu

• Manchester United-Juventus(Juventus Kazanır): Bu maç, salı gününün maçı olarak dikkat çekiyor. En azından isim olarak... Manchester United, aynı Real Madrid gibi zor günler geçiriyor. Ama şu da var: Manchester United en azından gol atıyor! Manchester United, Şampiyonlar Ligi'nde 2 maçta 4 puan aldı. Bu durum beni şaşırtmadı. Çünkü, Manchester United'ın şimdiki kapasitesi bu. Juventus ise, mükemmel gidiyor. Ronaldo, Young Boys maçında oynamadı ancak Ronaldo, bu maçla Şampiyonlar Ligi'ne geri dönüyor. Hem de eski takımına karşı! Bu maça gelecek olursam, Juventus'un Old Trafford deplasmanında kazanıp, grup liderliğini matematiksel olmasa da psikolojik olarak garantileyeceğini düşünüyorum.

• Young Boys-Valencia(2,5 gol altı): H Grubu'nun 2 düşük profilli takımı, İsviçre'de karşılaşacak. Young Boys, ilk 2 maçında sahadan 3-0'lık mağlubiyetlerle ayrıldı. Valencia ise, 2 maçta 1 puan aldı. Young Boys, özellikle liginde çok golcü bir takım olarak dikkat çekiyor. Valencia ise, liginde az gol atıp az gol yiyen bir takım olarak dikkat çekiyor. Sonuç olarak maça gelecek olursam, maçta 3'ten az gol çıkacağını düşünüyorum.

NBA'de Yeni Sezon Başlıyor!

                            NBA'de Yeni Sezon Başlıyor!

  Tüm sporlar içinde baktığımızda; bana göre en ilgi çekici spor basketbol ve bence basketbol demek NBA demek! Çünkü NBA'de dünyanın en iyi basketbolcuları oyuncuları oynuyor; yani burası bir başka deyişle "er meydanı"

  Bu yazımı soru-cevap şeklinde yapacağım... Böyle daha ilgi çekici olduğunu düşünüyorum.


                         Şampiyonluk Adayım?

• Şampiyonluk adayım belli... Golden State Warriors... Gary Lineker'in şu sözü aklıma geldi: "Futbol 11 kişiyle oynanıp, sonunda Almanların kazandığı oyundur" Bende bu sözü basketbol için çeviriyorum: "Basketbol 5 kişiyle oynanıp sonunda Golden State Warriors'un kazandığı oyundur" Tabi Lineker'in sözü biraz jenerasyonlar jenerasyonu devam eden bir durum gibi gözüksede, Golden State Warriors için aynı durum geçerli değil. Çünkü Warriors'un kadrosunda oyuncular sonunda emekli olacaklar.

        Golden State'in Finaldeki Rakibi Hangi Takım Olur?

• Bu sorunun cevabı vermesi zor bir cevap. Eğer LeBron, Lakers'a gitmeseydi cevabım büyük ihtimalle Cleveland olurdu. Ancak şimdi durum farklı... Doğu Konferansı için konuşursam; 3 tane şampiyonluk adayım var. Boston Celtics, Toronto Raptors ve Philadelphia Sixers... Boston Celtics, başta Kyrie Irving olmak üzere harika bir kadroya sahip. Toronto Raptors ise, DeMar DeRozan karşılığında Kawhi Leonard'ı kadrosuna kattı. Bence bu hamle çok zekiyce çünkü Kawhi Leonard tam bir "winner" oyuncu. Philadelphia Sixers ise, genç oyuncularının 1 sene yaşlanmasıyla daha tecrübeli bir takım haline geldi. Sixers, bu sene büyük işlere imza atabilir.

 

                       LeBron'un Lakers'a Gidişi...

• LeBron'un Lakers'a gidişi bana sürpriz gelmedi. Çünkü hem Lakers'ın LeBron'a ihtiyacı vardı; hem de LeBron'un Lakers'a ihtiyacı vardı. Lakers, rekabetçi bir takım olmak istiyordu bu yüzden LeBron'u aldılar. LeBron, zaten başlı başına bir takım! LeBron'da büyük bir şehirde basketbol oynamak istiyordu ayrıca LeBron'un yeni bir takıma gitmesinin zamanı gelmişti. Çünkü LeBron, Cleveland'daki miadının doldurmuştu.

                       Ne Olacak Cleveland'ın Hali?

• Bana göre, LeBron'un Cleveland'dan ayrıldıktan sonra Cleveland'ın hali, Hagi gittikten sonra Galatasaray'ın haline benzeyecek. Çünkü Hagi gittikten sonra, Galatasaray yeni 10 numaralar aldı ancak o 10 numaraların hiçbir bir Hagi olamadı. LeBron'un ayrılışından sonra Cleveland da aynı bu durumu yaşayacak gibi duruyor. LeBron'un Cleveland'dan ayrılması bize şunun sinyalini veriyor: Cedi Osman'ın süreleri artacak. Ayrıca drafttan gelen oyun kurucu Collin Sexton'un performansı da merak konusu. Bu arada Cleveland'ın doğuda playoff yapacağını düşünüyorum. 35-40 galibiyet arası yaparlar ve bu sayıda onlara playoff için yeter çünkü doğuda takımlar güçsüz.

                      Lakers Bu Sezon Ne Yapar?

• Lakers, Batı Konferans'ında en kötü ihtimalle yarı final oynar. Lakers'ın batıda 2 büyük rakibi var. Golden State ve Houston... Eğer Lakers batıda 2. veya 3. olursa, yarı finalde büyük ihtimalle Houston'la oynar ve müthiş bir seri izleriz.

                         Çıkış Beklediğim Takım?

• Denver Nuggets... Denver Nuggets'ın iyi bir kadrosu vardı ancak Denver'ın skorer bir oyun kurucuya ihtiyacı vardı ve Denver, bu boşluğu İsaiah Thomas'la doldurdu. Denver skorer bir takım ancak savunma yapamayan bir takım olarak göze çarpıyor. Denver'ın bu sezon playoff yapacağını düşünüyorum.

                      Hayalkırıklığı Yaratacak Takım?

• Minnesota Timberwolves... Minnesota, geçen sene All-Star oyuncularının iyi performans göstermesi sonucu playoffa kaldı. Ancak bu sene bu durum biraz zor. Çünkü, Minnesota'da All-Star oyuncular Karl Anthony Towns ile Jimmy Butler arasında bir tartışma çıktı ve bu durum, takımı çok etkileyecektir. 2 oyuncu da birbirini medya önünde suçladı. Bu durumun takımı çok olumsuz etkileyeceğini düşünüyorum. Towns, yüksek kontrata sahip bu yüzden onu bu sene bir takımın alacağını düşünmüyorum. Büyük ihtimalle Butler takımdan ayrılır ancak şu önemli: Butler'ın yerine kimler gelecek. İşte bu olası takas batıdaki playoff tablosunun şeklini değiştirebilir.

Liverpool-Manchester City

                                   Liverpool-Manchester City

  




 İngiltere Premier League'de haftanın en önemli karşılaşması, Liverpool'la Manchester City arasında Anfield Road'da oynanacak. Bende sizlere bu maçı elimden geldiğince değerlendirmeye çalışacağım. Değerlenmeye ilk 11'lerle başlayalım...


                                  Liverpool

• Alisson-Gomez-Lovren-Van Djik-Robertson-Milner-Henderson-Wijnaldum-Salah-Firmino-Mane

                               Manchester City

• Ederson-Walker-Stones-Laporte-Mendy-Bernando Silva-Fernandinho-David Silva-Mahrez-Agüero-Sterling

                       Maçla İlgili Değerlendirmem

• Bana göre, maçın favorisi Liverpool çünkü Liverpool'un oyunu Manchester City'e ters geliyor. Ancak Liverpool'un muhteşem üçlüsü(Salah-Firmino-Mane) biraz formsuz. Ben, bu 3 oyuncunun da bu maçta etkili olacağını düşünüyorum. Top, Manchester City'nin ayağında olacak. Liverpool'un amacı ise, hızlı ataklarla gol aramak olacak. Liverpool'un ortasahası, Manchester City'nin ortasahasına göre biraz cılız yani güçsüz olmasına rağmen, Liverpool'un muhteşem taraftarının, Liverpoollu oyunculara güç vereceğini düşünüyorum. Maçı Liverpool'un bir şekilde alacağını düşünyorum. Bu arada bu maçın şöyle bir özelliği var: Bu maç, karşı tarafa mesaj verme maçı... Bu yüzden 2 takım da bu maçta çok dikkatli oynayacaktır. Ancak dediğim gibi; maçın favorisi Liverpool ve Liverpool maçı alacaktır. Skor tahminim 3-1 veya 3-0 Liverpool lehine...