18 Eylül 2016 Pazar

Amerika Açık'ın Ardından



 
                                     us open logo ile ilgili görsel sonucu

Teniste olimpiyatların bitiminden henüz 2 hafta geçmesine rağmen Amerika Açık’ın başlıyor olması sporcular için yorucu, biz tenisseverler içinse heyecan vericiydi. Herkesin aklında şu sorular vardı:
1-Novak Djokovic Rio’daki hayal kırıklığını üzerinden attı mı?
2-Andy Murray 2 hafta içinde 2 büyük turnuvayı kazanabilecek mi?
3-Form durumu ne olursa olsun turnuvalardaki doğal favorilerden biri olan Rafael Nadal ne yapacak?
4-Serena Williams kendi evinde şampiyon olup, Steffi Graf’la paylaştığı açık dönemde en fazla Grand Slam şampiyonu olan kadın tenisçisi ünvanını tek başına eline geçirebilecek mi?
5-Rio’daki sürpriz şampiyon Monica Puig ne yapacak?
6-Bu senenin en formda kadın tenisçisi Angelique Kerber 2. Grand Slam şampiyonluğuna ulaşabilecek mi?
7-Sürpriz bir şampiyon çıkacak mı?

Erkeklerde ana tabloya baktığımızda büyük bir eksiklik göze çarpıyordu. Erkekler tenisinin maestrosu, ekselansları Roger Federer yoktu. İlk turda favoriler sürprize izin vermezken, ilk büyük sürprizler genç tenisçiler David Goffin’le Bernard Tomic’in elenmesiyle gerçekleşti .Ayrıca Fransızların tecrübeli tek-el backhandçisi Richard Gasquet’in de ilk turda elenmesi ilk turdaki sürprizler arasında gösterilebilir. İkinci turda ise turnuvada final oynaması beklenen oyuncularından biri olan Milos Raonic’in ev sahibi tenisçi Ryan Harrison’a yenilmesi herkesi şaşırttı. 3.turda ise birçok sürpriz yaşandı. Amerika’nın 1 numarası dev servisçi John Isner’ın Kyle Edmund’a kaybetmesi, 2014’ün Amerika Açık şampiyonu Marin Cilic’in ev sahibi tenisçi Jack Sock’a kaybetmesi, Avustralya’nın genç yeteneği Nick Kyrgios’un sakatlanarak Ilya Marchenko maçını yarım bırakması bu turdaki sürprizler arasında gösterilebilir. Ayrıca Stan Wawrinka Daniel Evans maçını maç puanı çevirerek kazanması da bu turdaki hatta turnuvadaki en kritik olay oldu. Ve 4.tur….Bu turdaki Rafael Nadal-Lucas Pouille maçı turnuvanın maçı oldu ve bu maçı sürpriz bir şekilde kazanan Lucas Pouille oldu. Pouille, Nadal maçında hayatının maçını oynadı. Çeyrek finaldeki en dikkat çekici eşleşme Andy Murray ile Kei Nishikori arasındaydı. Andy Murray, rakibine karşı favori olmasına Kei Nishikori bu 5 setlik maraton maçı kazanarak yarı finale çıkmasını bildi. Yarı finalde ise karşımıza Novak Djokovic-Gael Monfils ve Stanislas Wawrinka-Kei Nishikori eşleşmeleri ortaya çıktı. İlk eşlemede Novak Djokovic, oynadığı 5 maçın 3’ünde rakiplerin maçtan çekilmesiyle yarı finale çıktı. Taraftarların en sevdiği oyuncuların başında gelen Gael Monfils ise set kaybetmeden yarı finale çıktı. Monfils bu maçta özellikle 3.setten itibaren iyi savaşmasına rağmen, Djokovic’in tecrübesine teslim olarak karşılaşmadan 3-1 mağlup ayrıldı. Djokovic, bu galibiyetle kariyerindeki 7. Amerika Açık finaline yükselmiş oldu. Diğer yarı finalde ise İsviçre’nin 1 numarası Stan Wawrinka, Kei Nishikori’yi 3-1 yenerek Djokovic’in rakibi oldu. Bu, Stan Wawrinka’nın oynayacağı ilk Amerika Açık finali olacaktı. Finalden önce her iki oyuncunun kendi göre avantajları vardı. Djokovic, bu sene içinde sadece 5 maç kaybetmişti. Wawrinka ise oynadığı son 10 finali de kazanmıştı. Final gerçekten final gibi oldu ve bu sinir harbi içinde geçen showdan galip gelen 6-7,6-4,7-5 ve 6-3le İsviçreli Stan Wawrinka oldu.

Kadınlarda ise gözler Serena Williams’ın üzerindeydi. Kadınlarda turnuvadaki ilk sürpriz ise Monica Puig’ten geldi. Rio’da altın madalyayı boynuna takan Puig, Amerika Açık’ta ilk turda Saisai Zheng’e elenmekten kurtulamadı.

Kadınlar tenisi, erkekler tenisine göre daha ilgi çekicidir çünkü güzel eşleşmeler ilk turlardan itibaren ortaya çıkar. Mesela; Carla Suarez Navarro-Jelena Jankovic eşleşmesi, Lucie Safarova-Simona Halep eşleşmesi, Caroline Wozniacki-Svetlana Kuznetsova eşleşmesi ve Andrea Petkovic-Belinda Bencic eşleşmesi buna örnek olarak gösterilebilir. Bu maçlardan Navarro, Halep, Wozniacki ve Bencic galibiyetle ayrıldı. Bu senenin Roland Garros şampiyonu 3 numaralı seribaşı Garbine Muguruza’nın 2.turda Anastasija Sevastova’ya elenmesi turnuvanın genel olarak en büyük sürprizi oldu.3. turda favoriler galip gelirken,4.turda ortaya güzel eşleşmeler çıktı.Bu eşleşmelerden en dikkat çekicisi,2.turda Çağla Büyükakçay’ı eleyen Petra Kvitova ile Angelique Kerber arasındaki eşleşmeydi.Kerber, rakibini 2 setle yenerek çeyrek finale yükselmeyi bildi.Bu turda Williamslardan abla Venüs’ün Karolina Pliskova’ya elenmesiyle Williamslar ilk fireyi verdi.Ayrıca kadınlar tenisinin istikrarlı oyuncularından Agnieszka Radwanska’nın Ana Konjuh’a elenmesi bu turun sürprizi oldu.Çeyrek finalin en dikkat çekici eşleşmesi,Serena Williams-Simona Halep arasındaydı.Serena Williams,rakibine karşı set kaybetmesine rağmen yarı finale çıkmasını bildi.Wozniacki,Kerber ve Pliskova da rakiplerini yenerek diğer yarı finalist oldu.Yarı final eşleşmeleri ise Serena Williams-Karolina Pliskova ile Angelique Kerber-Caroline Wozniacki şeklinde oluştu.İlk yarı final “dejavu”ya sahne oldu.Serena Williams,geçen sene kendi evinde yarı finalde Roberta Vinci’ye kaybetmişti.Bu sene de aynı şekilde bu sefer Karolina Pliskova’ya kaybederek hem Steffi Graf’ı geçemedi hem de sevenlerini bir kez daha hayalkırıklığına uğrattı.Diğer yarı finalde ise sürpriz olmadı ve Angelique Kerber finale yükseldi.Kerber bu galibiyetle dünya sıralamasında zirveye yükseldi.Final ise 4. Grand Slam finalinde 2.şampiyonluğunu arayan Dünya yeni 1 numarası Angelique Kerber ile ilk Grand Slam finalinde şampiyonluk arayan Karolina Pliskova arasında oynanacaktı.Final,gerçekten harika bir final oldu. Pliskova,Kerber’e maçta kolay lokma olmadığını gösterdi ancak Kerber maçı 6-3,4-6 ve 6-4lük setlerle kazanıp 2. Grand Slam şampiyonluğuna ulaştı ve dünya sıralamasında yükseldiği 1.liği taçlandırdı.

Son olarak Çağla Büyükakçay’ı tebrik ediyorum.Amerika Açık’ta tur atladı ve Petra Kvitova’ya karşı başa baş bir mücadele sergiledi.

Yolun açık olsun Çağla!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder