Gelenek bozulmadı... Fenerbahçe, Galatasaray'ı Kadıköy'de yine yendi. Bu sayede, Fenerbahçeli futbolcuları ve teknik ekibi kutluyorum.
Bu derbi, sanki dünyanın en büyük derbilerinden biriymiş gibi gösteriliyor.Aslında bunun cevabı hayır. Derbinin tanımına bakıldığında bu derbinin cumartesi günü oynanacak Beşiktaş-Başakşehir maçından pek de bir farkının olmadığı görülür. Kimse kusura bakmasın ancak derbi diyince insanın aklına farklı şeyler gelmeli. Din gibi, ideoloji gibi... İşte bu yüzden benim gözümde derbi; Barcelona-Real Madrid, Celtic-Rangers, Roma-Lazio ve Boca Juniors-River Plate gibi derbilerdir. Barcelona katalan, Real kralın takımı... Celtic Katolik, Rangers Protestan... Roma solcu, Lazio sağcı... Boca Juniors fakir, River Plate zengin gibi...
Gelelim bizim derbimize... Pazar günkü maçı, iyi oynayan değil daha çok isteyen, saha, seyirci ve 17 yıldır yenilmemenin getirdiği psikolojik avantajı çok iyi kullanan Fenerbahçe kazandı. Fenerbahçe sadece maçı kazanmadı, Fenerbahçe bu 90 dakika sonunda Robin Van Persie'yi de kazandı. Umarım bu böyle devam eder.
Galatasaray'ın durumu tam rezillik! Galatasaray'ın böyle "oynayamamaya" hakkı yok. Yenilmek var yenilmek var! Galatasaray maçta hiçbir şey yapmadı, Fenerbahçe'nin de yapmadı gibi... Galatasaray sanki maça galibiyet için çıkmamıştı. Fenerbahçe de sanki taraftarının gazıyla oynamış gibiydi.
Kısacası 2 büyük takımımızın da böyle oynamaya hakkı yok. Fenerbahçe'nin galibiyeti taraftarlarını çok da mutlu etmesin. Fenerbahçe sadece prestij kazandı, bu oyunları devam ederse Beşiktaş'ın ve Başakşehir'in gerisinde kalırlar. Galatasaray ise önündeki maçlara bakmaya ihtiyacı var ve iyi oyunla gelecek serilere ihtiyacı var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder