2 Aralık 2020 Çarşamba

Turkish Airlines Euroleague'de Bu Hafta






     Turkish Airlines Euroleague'de 12. hafta maçlarını sizler için değerlendireceğim. Umarım yazımı beğenirsiniz. Temsilcilerimizin maçlarıyla başlayalım...


  • Zenit-Fenerbahçe Beko: Zenit şu ana kadar THY Euroleague'in belkide en büyük sürprizi. 8 maçta(3 maçı eksik) sadece 2 mağlubiyet aldı. Saha dışında Xavi Pascual, saha içindeyse Kevin Pangos takımını çok iyi yönetiyor. Fenerbahçe Beko ise bir geçiş döneminde... Obradovic'in yerini doldurmak çok zor olacak. Geçen haftaki Valencia maçı, 4. haftadaki Bayern Münih maçının adeta bir kopyası oldu. İlk yarıda harika oynayan, topu çok iyi paylaşan bir Fenerbahçe Beko; 2. yarıda ise panik butonuna basmış bir Fenerbahçe Beko... Perşemde günkü Zenit maçında da Nando De Colo yok. Bu büyük bir handikap. Çünkü De Colo, Fenerbahçe hücumunun beyni... Zenit maçıyla ilgili tahminime gelirsem; favori Zenit; ancak Fenerbahçe Beko'nun kolay teslim olmayacağını düşünüyorum.


  • Anadolu Efes-TD Systems Baskonia: Anadolu Efes sezona kötü başlamasına rağmen, Larkin'in dönüşüyle toparlanma emareleri gösteriyor. Geçen hafta deplasmanda aldıkları Kızılyıldız galibiyeti çok kritikti. Anadolu Efes, haftalar ilerledikçe daha iyi bir takım olacaktır. Playoff'lara kadar geçen senede olduğu bu sene de makine gibi işleyen bir takıma dönüşeceklerdir. Ergin Ataman, takımının nerde gaza basması gerektiğini çok iyi biliyor. Buna şüphe yok. TD Systems Baskonia ise, takımın adının nerdeyse her sene değişmesiyle ilginç bir şekilde nam salmış bir takım. Tau Ceramica, Caja Laboral, Laboral Kutxa, Baskonia ve en son TD Systems Baskonia... Saha içine gelirsem; Baskonia biraz rakibe göre oynuyor. Karşısında takımın savunması iyiyse az sayı atıyorlar; savunması kötüyse çok sayı atıyorlar. Örnek vermem gerekirse; savunması kötü olan Fenerbahçe Beko ve Panathinaikos takımlarına karşı sırasıyla 86 ve 93 sayı attılar. Ancak Baskonia hücumuyla değil savunmasıyla var olan bir takım. Dusko Ivanovic yönetimde, Zoran Dragic önderliğindeki Baskonia, Efes'e zor anlar yaşatacaktır ancak Anadolu Efes maçı bir şekilde alacaktır.

  • CSKA Moskova-Olympiacos: Bu rekabet ,Euroleague'in en ilginç rekabeti olabilir. CSKA Moskova bu rekabette hep favori olan taraftır; ancak maçı alan takım genelde Olympiacos oluyor. Akıllara hemen 2017'de İstanbul'daki Final-Four yarı finali geliyor. Ne maçtı...  13 sayı geriden gelerek alınmış bir galibiyet... Spanoulis&Printezis önderliğinde... Perşembe günkü maça gelirsem, favori her zamanki gibi CSKA; ama Olympiacos bu; özellikle CSKA maçlarında ne yapacakları belli olmuyor. Bakalım oyun kurucuların düellosunu hangi taraf kazanacak: "Mike James mi? Kostas Sloukas'mı?"

  • Maccabi Playtika Tel Aviv-Kızılyıldız: Koronavirüs nedeniyle seyircisiz oynanan Euroleague'in bana göre en sönük takımlarından biri Maccabi... Çünkü; Maccabi ateşli taraftarıyla bütünleşip, Menora Mivtachim Arena'yı rakip takımlara "cehenneme" çevirmeyi başarıyordu. Kızılyıldız ise, büyük maçlarda aldığı "ilginç" galibiyetlerle ön plana çıkan bir takım oldu. (CSKA&Milano galibiyetleri gibi) İçerde; Othello Hunter ve Ante Zizic'le, dışardaysa Scottie Wilbekin ve nerde ne yapacağı pek belli olmayan Tyler Dorsey'le etkili olmaya çalışan bir Maccabi var. 11 maçta sadece 3 galibiyetleri var; ancak ben toparlanıp, playoff potasına gireceklerini düşünüyorum. Kızılyıldız ise; mütevazı kadrosuyla, ihraç etmeyi planladıkları genç yıldız adaylarıyla birlikte bir takım kimyası oluşturmaya çalışıyor. Maçla ilgili tahminime gelirsem; favori Maccabi; ancak içerde sürpriz bir yenilgi daha alırlarsa şaşırmam.

  • AX Armani Exchange Milano-Panathinakos: Milano denince akla hemen sponsoru geliyor. (Giorgio Armani) Sportif anlamda ise büyük bütçeli kadrolarıyla yıllardır başarısız olan bir Milano akla geliyor. Bu seneki kadroları da aynı şekilde kuruldu. Kyle Hines, Zach Leday, Malcolm Delaney ve yakından tanıdığımız Gigi Datome transferleriyle takım tek bir hedefe kilitlendi: "Köln'deki Final-Four'a adını yazdırmak". Milano'nun 9 maçta(2 maçı eksik) aldığı 6 galibiyeti onlar için pek iyi olmasada; son maçta deplasmanda uzatmada alınan Maccabi galibiyeti onlara büyük moral oldu. Panathinaikos ise küçülmeye gittiği kadroyla Euroleague'de başarı hedefliyor. 10 maçta(1 maçı eksik) alınan 3 galibiyet, onların durumunu özetliyor. Son olarak dün Asvel karşısında aldıkları farklı mağlubiyetle(96-73) moralleri iyice bozuldu. Yarın Milano karşısında kazanabilecekler mi; bu büyük bir soru işareti...


  • Valencia-Alba Berlin: Valencia Euroleague'de atılım yaparak, playoffları; belkide daha ilerisi olan final-four'u hedeflemeye başladı. Bu durum benim için pek sürpriz olmadı; çünkü kadroları buna çok müsait. 10 maçta(1 maçı eksik) alınan 7 galibiyet ve 3. sırada olmaları, onlar için başarı... Alba Berlin ise, Khimki'yle birlikte en sevdiğim takım... Hücumla var olup, hücumla yok oluyorlar. Nitekim; dün karşılaştıkları Milano karşılaşması bunun bir örneği olabilir. Üçlük yüzdesi %20.8di.(55 sayı attılar) Eğer bu yüzde, 40'ı geçseydi Alba Berlin bu maçı ya kazanırdı ya da maçı başabaş hale getirebilidi. Valencia maçının büyük favorisi onlar değil; ancak muhakkak söylecek sözleri olacaktır. En azından hücum yönünden... 

  • Zalgiris Kaunas-Barcelona: Maça ilgili değerlendirmeme Sarunas Jasikevicius'la başlamak istiyorum. "Zalgiris Efsanesi" olan Saras, Zalgiris'e 6 senede çağ atlattı. Zalgiris, kendi liginde bile şampiyon olmaktan zorlanan takımken,(Lietuvos Rytas'la mücadele ederken) Saras döneminde yerel ligde şampiyonluğu hiç kaptırmayan, Euroleague'de ise 2018 yılında final-four oynayan bir takıma dönüştü. Maça gelirsem, 2 savunmacı takımın mücadelesi olacak. Ama ben bu maçta yüksek skor bekliyorum. Lider Barcelona maçı kazanır ve yüksek skorlu maç olur.

  • Bayern Münih-Khimki: Bayern Münih'liler futboldaki başarılarından sonra, sıranın basketbola geldiğini düşünmüs olsalar ki; Euroleague'deki en büyük sürprizlerden birine imza attılar. 11 maçta alınan 7 galibiyet, onlar için büyük bir başarı... Wade Baldwin'in abartılı performanslarıyla, Vladimir Lucic'in dış atışlardaki olağanüstü yüzdeleriyle Bayern Münih, buraya kadar geldi. Bayern Münih bunun yanında çok iyi savunmaya yapıyor. Bu hafta ise karşılarında Shved'in önderliğinde 3 eski Bayern Münih'li(Monroe, Jovic, Booker'lı) Khimki olacak, Khimki aynı Alba Berlin gibi, hücumla var olan bir takım... Geçen hafta bunun bir örneği yaşandı: "Alba Berlin iyi hücum etti; Khimki kötü hücum etti, savunması her zamanki gibi berbattı ve Khimki maçı 100-80 kaybetti! Bu haftaki maça gelirsem; Bayern Münih maçın favorisi; ancak Khimki'nin maçı alacağını düşünüyorum.

  • Real Madrid-Asvel: Geçen hafta Real Madrid'de hüzünlü bir ayrılık yaşandı: "Facundo Campazzo NBA'ye yolcu edildi" Denver Nuggets'a transfer olan Campazzo'nun, orada başarılı olacak mı; "yeni Doncic" olabilecek mi? Bunu zaman gösterecek...  Bu arada şunu da belirteyim: "Campazzo için Denver Nuggets, Real Madrid'e 5,3 milyon dolar bonservis ödedi". Bu maça gelirsem; Real Madrid'in maçı kaybetmesi büyük sürpriz olur; ancak Asvel geçen hafta bir sürprize imza attı(Barcelona'yı 80-68 yendi). Dün ise Panathinaikos'u farklı yendiler. Bakalım cuma günü Norris Cole önderliğindeki Asvel, aldığı büyük galibiyetlere bir yenisini ekleyecek mi? İzleyip göreceğiz...


  • Son olarak yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim :) 










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder